Paris’te Ne Yenir?

Paris Paris Paris… İşte geldik sana. Gezdik, tozduk. Yedik, içtik, çok da eğlendik. Konumuz mutfak olunca haliyle fransız mutfağına dair deneyimlerimizi aktarmak lazım. Paris’te ne yenir? Gidilmesi tavsiye edilebilecek gözde yeme-içme mekanları neresi Paris yolcuları için derledik.

Paris’te ne yenir? Nerde yenir?

Günün ilk öğünü kahvaltıdan başlarsak, fransız kahvaltı sofrası son derece sadedir. Yine de İtalyan kahvaltısına göre çeşit daha fazladır. Kahvaltı menüsünün yıldızı kruvasanlardır. Çeşitli meyve reçelleri, meyveli yoğurtlar, yumurta, kaşar peyniri, jambon, kayısı, kuru incir kahvaltı menüsünü süsler. Yumurtanın yanında sosis ve pastırma tarzı etler görebilirsiniz ancak bunlar domuz etidir. Kahvaltıda sıcak çikolata veya bol sütlü kahve içilir.

Paris sokaklarında gezerken yorulduysanız Boulevard Saint-Germain köşelerinde kalan kafelere gidin. Zira hayatınızın en güzel sıcak çikolatasını içme garantisini Les Deux Magots’ da bulabilirsiniz. Eskiden beri ünlü birçok yazar, düşünür, sanatçı ve politikacının uğrak yeri olmuş. Hala bile ünlü sanatçıların, politikacıların Pazar sabahı kahvesini yudumlarken gazetesini açıp okuduğu Paris’in en ünlü kafelerindendir. Bundan dolayı fiyatların biraz yüksek olduğunu söyleyebilirim. Bir sıcak çikolata 7,30€.

Ama daha fazlasına da değer. Tüm gün aç kalmış biri olarak açlığımı bastırıp tok tuttuğunu da söyleyebilirim. Tatlı menüsü de oldukça zengin, tatlarına bakmadan geçmeyin. Oradaki kadar güzel olmasa da canı çekenler için bir sıcak çikolata tarifi paylaşalım.

Les Deux Magot’un hemen yanında yine Paris’in en eski, ünlü kafelerinden biri Café de Flore yer almaktadır.

Bu kafeyi Paris kartpostallarından ya da yağlı boya resimlerinden de hatırlayabilirsiniz. Kahve molanızı burada verebilirsiniz. Her iki kafe de oldukça elit ve klasik bir ambiyansa sahip. Sıcak çikolatayı Cafe de Flore’de deneyen arkadaşlarım, Les Deux Magot’un çok daha iyi olduğunu söylediler. Denemesi ve kararı sizin damak zevkinize kalmış.




Paris’te çeşitli dünya mutfağı restoranları bulmak mümkün: İtalyan, Japon, Çin… Türk restoranları da mevcut. Yunan restoranlarının çoğu da bildiğimiz dönerci.

Champs-Élysées tarafına yolunuz düşerse en iyi biftek restoranı olarak tabir edilen Le Relais de Venise – L’Entrecôte’ a mutlaka uğrayın. Günün eti özel sosuyla, patates kızartması ile birlikte servis ediliyor. Önden cevizli soslu salatanız geliyor.

Bu lezzeti tatmak pek o kadar da kolay olmuyor, kapısında uzunca bir kuyruk beklemeyi göze almanız gerekiyor. Türkiye’den gelen bazı ünlülerin beklemeden içeriye girmek için 4-5 katı hatta daha uçuk fiyatlar teklif etmesine rağmen, ‘burada herkes eşit sırası gelen yer’ denilerek reddedildiği restoran olduğunu da şahitlerden işittim.

Paris’e gelmişken şarabını, peynirini ve çikolatasını tatmadan dönmeyin. Sevdiklerinize hediye olarak da götürebilirsiniz. Uçak yolculuğundan sonra şarabınızın tadının bozulmaması için 1 ay yatık vaziyette bekletin ve açtıktan 15 dk. sonra servis edin.




Paris’te ne yenir demişken fransız mutfağına ait birkaç tarif de paylaşalım. Fransız mutfağına merak salanlar diğer tariflere buradan ulaşabilir.